Her bünyeye iyi gelecek bir vitamin türüdür kendileri. Grup Vitamin insanda gam, keder, kasvet bırakmadığı gibi bir de dinleyene enerji takviyesi yapar. ‘Ti’ye alabilmeyi, ‘hicvetmeyi’ ve bütün bunları gayet eğlenceli bir üslupla yapabilmeyi çok iyi başarmıştır. Türünün ilk ve son örneğidir. “

Onların yaptığını kimse yapmadı belki de yapamadı dünyada da pek bir örneği yok. 90’ların efsanelerindendir kendileri. 2015’te ‘Endoplazmik Retikulum’la dönüş yaptılar ve yıllardır birçok yerde konser veriyorlar. Ben de bir konserleri öncesi kuliste bu minik röportajı yapma fırsatı buldum. Sorulacak çok soru olsa da zaman sahneye çıkma zamanıydı ve vakit kısıtlıydı. Bu seferlik böyle oldu. Yine aynı konserden sevgili Mansur Ark’ın sahne enerjinin de süper olduğunu söylemeliyim.

Sevgili Emrah Anul ve Tolga Sünter sorularımı yanıtladı, röportajı okurken de vitamin almış etkisi yaşarsınız…

2015’te ‘Endoplazmik Retikulum’ ile 90’lardan 2000’lere şahane bir dönüş yaptınız. Aradan 5 yıl geçmiş yeni bir albüm veya single olacak mı?

Emrah Anul: Evet gelecek. Bazı taslaklar var kafamızda onların üstüne çalışıyoruz. Yakın zamanda 2-3 parçalık bir çalışma olacak.

Nasıl bir çalışma olacak neler dinleyeceğiz bu defa?

Emrah Anul: Vitamin zaman içerisinde çok değişikliğe uğrayan bir grup değil yine hep beraber eğleneceğiz. ‘Türkçe Sözlü Garip Müzik’.

90’ların mizahı mı 2000’lerin mizahı mı?

Emrah Anul: 90’lar…Türkiye’deki yaşam mizaha açık bir yaşam, dikkatli bakarsanız mutlaka görürsünüz. Biz biraz film gibi bir milletiz. Zaten Türk Milleti renkli bir millet, çok malzeme var. Ama 90’larda bizim şöyle bir avantajımız da oldu ülke müzikal olarak en güzel yıllarını yaşadı artı video klip noktasında da en güzel yıllarını yaşadı. Çok değişik, renkli, güzel video klipler çekildi. O video kliplerden biz çok malzeme aldık. Günümüzde her şey tamamıyla sosyal medyaya döndü. İnsanlar ellerine bir telefon alıp klip çekebiliyorlar. Sahilde yürüyor adam, yanına bir köpek alıyor ve klip çekiyor. O noktada biraz malzememiz kısıtlandı.

Bu dönemde neler kadrajınıza giriyor?

Emrah Anul: Yine klipleri gözden geçireceğiz. Varsa ilgimizi çeken absürt şeyler bunları değerlendireceğiz onun haricinde kendi senaryomuzu yazabiliriz.

2015’te ‘Endoplazmik Retikulum’la albümüyle geri döndüğünüzde buraları nasıl buldunuz, bıraktığınız gibi miydi?

Emrah Anul: Bizim oturduğumuz kanepe boştu.

Neden boştu?

Tolga Sünter: Yetenek meselesi, mizahı espriyi şarkıya çevirmek kolay bir şey değil. Sonuçta biz de kendi şarkılarımızı dinleyip kahkahalarla gülmüyoruz. Mizahi şarkı durumu öyle bir şey değil. Olan olayları mizahi bir şekilde şarkıyla anlatma durumu. İlla kahkaha atmak gerekmiyor fıkra anlatır bir durumumuz yok. Bu ayarı tutturmak çok ince bir iş onu da yapan çıkmadı yani sonuçta ya fazla saçmalıyorlar ya hiç mizah olmuyor içinde. Bir de ilk olması herhalde. Dünyada da çok yapılan bir şey değil mizahi şarkı durumu.

Dinleyiciler dönüşünüzü nasıl karşıladı?

Tolga Sünter: Biz yanlış bir senede çıktık. Yoğun bir gündem vardı. Çoğu dinleyicimizin haberi bile olmadı. Biz de o dönem geride kalmayı tercih ettik.

Yeni bir şeyler yapmaya karar vermişsiniz bunun tam olarak zamanı belli mi?

Emrah Anul: Aslında kafamızda yaza girmeden var.

Yeni yaptığınız şarkılarda nelerden besleneceksiniz, neyle alakalı olacak?

Emrah Anul: Şu fikirden kurtulalım Vitamin mutlaka bir şarkıcıdan, bir şarkının klibinden beslenir. Böyle bir şart yok.

Tolga Sünter: Yanlış değil ama hep böyle değil. İlk dönemler bu söylediğinizin üstüne daha yoğundu ama ondan sonra beste yapmaya besteleri de yayınlamaya başladık.

Tamamen yepyeni şarkılar da dinleyeceğiz o halde öyle mi?

Emrah Anul-Tolga Sünter: Tabi.

Sözleri yazarken ilk çıkış noktanız ne oluyor?

Emrah Anul: Burada temel taş Gökhan Semiz’dir. Vitamin’in Vitamin olmasında söz noktasında temel taş Gökhan Semiz’dir. Çünkü Gökhan yazan bir adamdı. Gökhan her yere yazardı peçeteye, ufak kağıtlara… Zeki bir adamdı, güzel, keyifli şeyler yazıyordu Gökhan ve bunları bize getiriyordu. Biz bunlara bakıyorduk kendimiz bir şeyler ilave ediyorduk veya bizim aklımıza gelen şeyler üzerinden Gökhan bir şeyler yazıyordu. Bazı gün yakalıyoruz o fırtınayı bazı gün yakalayamıyoruz. Ama mutlaka bir oturduğumuzda bir şeyler çıkıyor. Aklımıza gelen bir cümle, yaşadığımız bir şeyi kendimizce yorumlayış şeklimiz mesela. Ortaya çıkan iki üç cümle ondan sonra devam ediyor.

2020’lere geldik ama 90’lar sevgisi bir başka dönemi yaşayan yaşamayan herkes seviyor. Sizler de sürekli konserler veriyorsunuz. Bu sevginin sebebi nedir?

Tolga Sünter: Benim yakışıklılığıma bağlıyorum (Gülüşmeler)Eskiler iyi anlatıyorlar demek ki yenilere. Genç kuşağın anneleri babaları bizi sevdiğinden çocuklarına da anlatıyorlar. Yeni neslin çoğunun annesi babası bizi seviyor, onlar da dinliyorlar.

2000’lerdeki müzik hakkında ne söylersiniz?

Tolga Sünter: Güzel, eğlencelik

Sizin yenilerden dinlediğiniz kimse var mı?

Tolga Sünter: Albümü çıksa da alsam dediğim biri yok yeni şarkısını beklediğim heyecan duyduğum biri yok. Bir tek Mansur Ark’ın yeni albümünü sabırsızlıkla bekliyorum umarım yapar.

Emrah Anul: Öyle ‘Aaa’ dediğim biri yok.

Son olarak sizi sevenlere ne söylemek istersiniz?

Emrah Anul: Bir şekilde biz devam ediyoruz nefesimiz yettiğince elimiz vardığınca sağlığımız yerinde olduğu sürece devam edeceğiz.

Tolga Sünter: Bir de neşemiz de kaldığınca devam edeceğiz. Çünkü yaptığımız iş belli bir yaşlarda yapılacak iş aslında 50 yaşlarına gelmiş bir adamın yapmayacağı iş gibi görünse bile biz onu severek yaptığımız için öyle göstermiyoruz. Sevmesek zoraki yapıyor olsak koca adamlarız okuduğu şarkıya bak diyebilirler ama onu demeyecekleri bir heyecanla okuduğumuz için hala ilk günkü gibi enerjisini veriyoruz şarkının o yüzden nefesimiz yettiğince yaparız.

Emrah Anul: Vitamin bundan sonrasında hep makara hep gırgır mı olacak hayır Vitamin bir anda kendi espri anlayışı içerisinde diyelim çok normal bir pop rock şarkısı da yapabilir. Sonuçta biz bu potansiyele sahibiz. Her an her şey olabilir böyle bir şarkı da gelebilir.