Aşkım Kapışmak’la tanışıklığım eski. Kendisiyle uzun yıllar iş yaptık. Tüm sıfatlarından ve yaptığı işlerden bağımsız olarak hakkında söyleyeceğim ilk şey iyi bir insan olduğudur. Bu ‘iyi’liğin içini dürüstlük, çalışkanlık, kalite, vefa, açık sözlülük, yardım severlik gibi sıfatlarla doldurabileceğim insanlardandır kendisi.

Aşkım’ı bilen biliyor tabi ama yine de tanıtayım. Kendisi Davranış Bilimleri Uzmanı bir yazardır. Bir çok kitap yazdı hatta Üzümlü Kek’in filmi yapılacak. Yıllardır Türkiye’de ve dünyada tek kişilik gösterisiyle kapalı gişe oynuyor. Şimdi de ‘Elma Dersem Çık’ isimli gösterisi Mars Grup tarafından beyaz perdeye taşındı. Film 13 Aralık 2019’da vizyona giriyor.

Benim de kendisi hakkında yeni öğrendiğim bir özelliği var ve bu röportajı daha da anlamlı kıldı. Efenim meğerse Ebru Gündeş, Ayla Çelik, Merve Özbey gibi bir çok şahane sanatçı şarkılarını çıkarmadan önce Aşkım’a bir ön dinleme için gönderip fikrini öğreniyorlarmış. Kendisi bu konuda tam bir şarkı avcısı ‘tamamdır’ dedikleri şu an Türkiye’nin en çok sevilen ve dinlenen şarkıları.

İşte bu röportajda hem aşk ve müzik arasındaki bağı konuştuk hem de Aşkım’ın müzikle olan bağını. Aşıkken ne dinleriz, terkedilince ne dinliyoruz…Aşık Aşkım ne dinler… Hepsini bu zevkli röportajda bulacaksınız…

JMB: Bir ilişkinin ilk başlama günlerini flört dönemlerini  müzikle ilişkilendirsen o ne olurdu? Flörtün fon müziği ne oluyor ne dinliyoruz?

Aşkım Kapışmak: Bir kere müziksiz bir yaşam yok. Çünkü olayları hafızaya alırken kesinlikle müzik ya da ses istiyoruz çünkü evrenin işleyişinde ses ritm var.  Duygularımızı karşımızdakine yansıtırken bir ses çıkarıyoruz. Yaşamın bir ritmi var gerginliğin, aşkın, öfkenin, sevginin bir ritmi var. Bu karşılıklı olduğunda ortaya bir orkestra çıkıyor. Sözle, sesle konuşmak ayrı bir şey. İletişim sesle olan konuşmak cümleyle olan bir şey. O yüzden en kötü ve en güzel günlerinizi hatırlayın bunların hepsinde muhakkak bir yerde bir müzik çalmıştır fonda. Oturduğunuz mekanda çalmıştır, arabada dinlemişsinizdir çünkü insan boşluğa düştüğünde de düşünürken de müzikten destek alır duygularını kendi içinde tekrarlayabilmesi için.

E konu aşk olunca insan aslında kendi müziğini aratıyor kendi zihninde yani her insan aşık olduğunda flört ettiğinde dinlemek istediği müzik kendi etnik kökenine, ideolojilerine yaşadığı kültüre ve de tarzına bağlı. Çünkü ben şuna inanıyorum bütün müziklerin bütün şarkıların içinde aşk var. En sert ya da en etnik müziklerin sözlerinin içinde ritmlerin içinde bile aşk var. Bazıları mutluluğunda bile arabesk dinleyebilirken, bazıları da hareketli bir şarkının içinde bir kelimeden dolayı duygusallaşabiliyor.

JMB: Aşık Aşkım Kapışmak’ın müzikle nasıl bir ilişkisi olur ne dinler peki?

Aşkım Kapışmak: Benim çok değişkendir belli bir şarkım, tarzım, müziğim yoktur hep değişir yeri gelir bir arabesk yeri gelir bir rock, pop, yabancı şarkı her yerde bulurum kendimi. O yüzden şu aşk şarkısıdır demek aşkını küçültüp sınırlamak gibidir geliyor bana. Her şarkı aşktır. Aşık olduğumda aşkın içinde bir ritm var herşeyi dinleyebiliyorum en ağır şarkı bile aşk şarkısı gibi geliyor. Ama insan aşık olduğunda hareketlenmek istiyor çünkü yere göğe sığamıyor böyle zamanlarda. Ritm hızlanıyor dokuz sekizlik bir başlıyor…

JMB: Bazen aşık olduğumuz zaman onun kanalına gireriz ve onun dinlediğini dinler sevdiğini severiz ya:) sen böyle yaşar mısın?

Aşkım Kapışmak: Yaşıyorum tabi, ortak şarkılar dinlerken birlikte güldüğün bakıştığın ağladığın şarkıların oluyor sonuçta. Ayrılırken de bu ortak dinlenilen şarkılar acı veriyor

JMB: Madem ayrılık konusuna girildi aşk acısına bir tavsiyen var mı?

Aşkım Kapışmak: Birisi aşk acısına biri tavsiye veriyorsa inanmayın aşk acısı yaşanması gereken bir acıdır. Herkesin aşk acısıyla başetme yöntemi çok farklı. Sadece şunu öneriyorum aklınıza geldiğinde bir yalnızlık duygusu geliyor. Boşluk duygusu. O boşluk duygusuyla başetmeniz için muhakkak konfor alanınızı terketmeniz lazım. Yani duygularınızı aktarıp sosyalleşmeniz gerekiyor. Çok ilginç bir şekilde insanlara daha çok sarılmanız lazım çünkü duyguların aktarımının olması gerekiyor.yani iletişimde olmanız gerekiyor. Oturduğunuz yerde düşünüyorsanız o konfor sizi rahatsız eder. Beyin yeni birşeyleri görmeli duymalı. Yeni bir şeye odaklanırsa ve onları sık tekrarlarsa sık tekrarladığı şey daha kıymetli olduğu için burdaki aşk acısının etkisi azalmaya başlıyor. Eve kapanıp saatlerce günlerce o şeyi düşünmek başka bir problemi de tetikleyebilir. Gidene üzülürken bunun içinde aşırı kaldığımızda başarısızlık ve değersizlik duygumuza da dokunabiliriz. Bir insan yüzünden hiç açılmaması gereken bir kapıyı açabiliriz. Hiç gerek yok. O yüzden daha dışavurumlar daha sosyal tavırlar sergilemesi lazım insanların.

JMB: Duygu durumumuz rutine bindiğinde n’oluyor? Evlenip elimizi eteğimizi çektiğimizde mesela…

Aşkım Kapışmak: O zaman dinlenmek istiyoruz. Dinlenmek istediğimizde de enstrümantal müzikler çok ilgi çekiyor. O zaman insan biraz daha yabancı müziklere kayıyor sözlerini anlamadığı ritmini yakaladığı müziklerin peşinde çünkü o anlar insanın içine dönmeyi dinlenmeyi istediği bir andır. Yani ne çok ağır ne de çok hareketlli bir şarkıyla yukarı ve aşağı hareket etmek istemiyor insanlar. Sözlerini değil de ritmini yakaladığı çünkü sözlerden duyguyu alıyor mesela ama ritmden hisler geçiyor. Daha sakin ve enstrümantal şeyler dinliyoruz. Bir de her insanın alışık olduğu bir tarz var anneden babadan getirdiği. Belki normalde sevip dinlemeyeceği ama alışkanlık edindiği evde büyürken dinlediği şeyler var. Onlar da yaşamı boyunca anne, baba ve çocukluğu hatırlatan müzik olduğu için kopamıyor. Mahmut Tuncer dinlediyse annen baban çocukluğu hatırlattığı için ona dönüyorsun tekrar.

JMB: İlişkinin kapanış müziği ne olurdu Aşkım?

Aşkım Kapışmak: Şimdi kalanla gidenin dinlediği farklı olabilir. Niçin bittiği de önemli. Giden muhakkak yorulmuştur. Ümidi bitmiştir zaten. Giden gerçekten gittiğinde haklı ve doğru bir karar vermişse daha umut veren şeyler dinliyor. Yeni sayfalar açmak için ona umut veren, hayatta önce ben varım denilen şarkılar vardır, güneşi bulutu baharı hatırlatan. Kalansa terk edilmişse isyan müzikleri dinler. Terkedilen önce şunla başlıyor: Sen gittin mahvoldum bak tek başına izlenmiyor bu filmler, dinlenmiyor bu müzikler. Baktı gelmiyor Allah belanı vermesin tadında şarkılar, vardır gidişinde bir hayır buna dönüyor şarkılar. Her insan yaşamının en önemli noktalarında müzik bulunur. Müziksiz hafızaya alamaz. Bir iş yerinde bile bir başarı olduğu zaman kutlama müziği olur. Çocuğun olduğunda, yeni birşey aldığında, hayatının en önemli noktalarında. Düğün müziği, cenaze müziği var. Bütün önemli anlar kırılma anlarını biz hafızaya alabilmek için müziğe ihtiyaç duyarız.

JMB: İnsan neden buna ihtiyaç duyar? Neden bütün bu dönüm noktalarını sessizlik içinde karşılamak yerine herşeyi bir müzikle yapma peşindeyiz?

Aşkım Kapışmak: Çünkü biz bir evrende yaşıyoruz. Sessizliğin de bir ritmi var aslında. Hafızaya alabilmemiz için akılla değil duyguya ihtiyaç var. Bir deneyimi bir olayı hafızaya yerleştirebilmemiz için bizim orda ciddi anlamda bir duyguyu beslememiz lazım. Müzik acı ya da tatlı şeyleri hafızaya alırken onu duygulandırmak zorunda kuru kuruya yapamayız. Cezaevine gidin ki çok çalıştım cezaevleriyle cezaevinde mahkumlar bile yaşadıkları yerde bir duygu hissettiklerinde kendi kendilerine şarkı söyleyerek bu duyguyu yaşıyorlar.

JMB: Müzik Aşkım Kapışmak’ın hayatının neresinde?

Aşkım Kapışmak: Her yerinde, dostlarım müzisyen bir kere herşeyden önce. Türkiye’nin en iyi işlerini yapan dostlarımın hepsi müzisyen. Evlerine her gittiğimde ya da onlar bana geldiğinde müzik var.

JMB: Uyandığında hemen bir müzik açar mısın ya da günlük dinleme rutinin nasıldır, senin duygu durumlarının müziği ne olur?

Aşkım Kapışmak: Chill-out çok dinliyorum. Benim her duygu durumuma çok iyi geliyor. Uyumadan önce daha meditatif müzikler dinliyorum eğer sakinleşmem ve içime dönmem gerekiyorsa.

Zaten haftada bir, bir şarkıcı muhakkak bana şarkısını atıyor dinlemem ve fikrimi söylemem için. Sektörde dinlediğiniz şarkıların çoğu çıkmadan önce bana geliyor, insanlar sevecek mi nasıl diye fikir almak için.

Ebru Gündeş’in ‘Çağırın Gelsin’ şarkısını çıkmadan ben dinledim. Şebnem Sungur yazdı, şimdi Ebru’nun ilerde çıkaracağı albümün üç şarkısını dinledim.

JMB: Bu ön dinleme müzik kulağına güvendikleri için mi yoksa şarkının duygusuyla ilgili bir fikir vermen için mi?

Aşkım Kapışmak: Kulaktan ziyade duygusu için. Müzik kulağım vardır diye öyle bir iddiam yok zaten. İnsanlardaki karşılığı ne olur diye merak ediyor sanatçılar.  Gülden Mutlu’nun son çıkan şarkısı ‘Yakarım İstanbulu’, Merve Özbey’in bütün şarkıları, Ayla Çelik’in ‘Daha bir Aşık’ın bütün şarkıları ve daha bir çok ismin şarkıları çıkmadan önce ön dinleme için bana geliyor. Daha yeni Ebru Gündeş’in bir sene sonra çıkaracağı albümün şarkılarını dinledim.

JMB: Sen ön dinleme yaparak şarkılar ne hissettiriyor duygu tespiti yapıyorsun. Belli ki sana güveniyorlar…

Aşkım Kapışmak: Sağolsunlar

JMB: Bak ben de hissetmişim müzikle olan bu derin ve önemli bağını, sana gelişim boşuna değil…

Aşkım Kapışmak: Ben de seviyorum kendi görüşlerimi paylaşmayı

JMB: Bu ön dinleme yaptığın sanatçıların çoğu sevdiğin insanlar ve senin dostların eğer şarkıyla ilgili negatif bir hisse kapıldıysan bunu söylemek zor oluyor mu?

Aşkım Kapışmak: Hepsi çok sevdiğim insanlar öyle bir şey olursa  ‘bana geçmedi’ diyerek hissettiriyorum.

JMB: Ön dinleme yaparken önce sözler mi seni yakalar yoksa melodi mi?

Aşkım Kapışmak: Önce sözler önemli çünkü ben yazan bir insanım. Söz alıyor yakalıyor, ritm kapıyı açıyor hazırlıyor. Her şarkının içinde daha önce hiç kullanılmamış bir kelime, cümle vardır insan şarkının bütününü ezberleyemez ve bilmez orda bir kelime onu çeker. Mesela ‘Çağırın Gelsin’ şarkının bütünü değil seni çeken ama o kelimesi yakalıyor.

Ya da Ayla’nın ‘Bağdat’ şarkısı mesela onu da dinlemiştim. Orda bir kelime önemli. O kelime şöyle bir şeydir:  Ben yazı yazıyorum ve sabahları 6-7 cümlelik bir şey koyuyorum. İnsanlar orda kelimeyi alıp paylaşıyor bir cümleyi paylaşıyor. Şarkılarda da bir tane kimsenin düşünmediği ama herkesin ihtiyacı olan bir kelime cümle lazım. Sihirli birşey bu. Alıp götüren satan şey o oluyor. Belki bazen çok basit klişe bir şey ama o şarkıda kullanılınca alıp bizi götürüyor

JMB: Negatif geribildirim verdiğin şarkılar çıkarılmaktan vazgeçildi mi?

Aşkım Kapışmak: Daha yazarken üretirken yanında olduğum şarkılar oldu. Mesela Ayla’nın bir şarkısında ‘Ayla burda tavana vurmalısın artık yükselmelisin kulübe döner, remix yapılır’ dediğim şeylerde sağolsun dikkate aldı. Bir de şu var ki dostlarım sektörün en iyi yazarları Ayla Çelik, Şebnem Sungur, Gökhan Tepe…

JMB: Ama şu var tabi çok iyi yazar olsan da insan bazen yaptığına yabancılaşır ve dışardan bir göze ihtiyaç duyabilir…

Aşkım Kapışmak: Benim gibi en az 3-5 kişiye gönderiyorlar. Ben de onlara sözlerimi, yazılarımı yolluyorum.

JMB: Tam da oraya gelecektim sen şarkı sözü dünyasına girecek misin?

Aşkım Kapışmak: Çok geldi bu teklif. En son geçen bir rap şarkısı müziği yolladılar bana buna bir söz yazar mısın diye. Sinemadan sonra ona yoğunlaşacağım. Bu zamana kadar pek ilgilenmedim ama Şebnem ve  Ayla sürekli bana yaz diyor. O başka bir matematik ona ciddi anlamda motive olmam gerekiyor. Bu son gelen rap için bir çalışma yapayım zamanı gelince olur. Ondan sonra düşüneceğim. Keyif için yapacağım.

JMB: Sonuçta sen yazı yazan bir insansın neden olmasın…

JMB: Pop müzik bir vakittir atara gidere dönüştü insan kendi içinde nasıl bir süreçten geçti de müziğe yansıması bu şekilde oldu?

Aşkım Kapışmak: Şu an Türk Pop’u aşk üzerine değil atar gider üzerine. Aşkı anlatan pop şarkısı Sezen Aksu’yla, Tarkan’la, Kenan Doğulu’yla birlikte bitti diye düşünüyorum. Hala gerçek müziği sevenler onları dinliyor. Ama yeni nesilde Zeynep Bastık var şu anda biraz daha yakaladı. Jabbar’a bayılıyorum. Bu ikisinin şarkıları aşkı hatırlatıyor.

Müzik muse kökünden gelir, muse ilham perisi demektir. İnsan ve toplum bilinci duyguları değiştiğinde topluma ve insana gelen peri de değişiyor. Aslında şu anda peri küsmüş durumda. İlham gelmiyor, insan kendini zorladığı için kendinden çıkan da bu atar gider oluyor. İlham perisi atarlı giderli konuşmaz. Duyguya dokunur. Perinin azaldığı yerde kişi kendi saçmalıklarını şarkıya dönüştürür. Sakızlardan çıkan sözlere dönüşür her şey. İnsanlar unutmak düşünmemek istiyorlar. Atarını, giderini, öfkesini, nefretini kusuyor. Derinleşemiyoruz. Cümleler değişmiş. Toplumların sevme biçimi değişirse müzik biçimi de değişir. Önce biz değiştik ve müziği değişen kendimize uydurduk.

Eski şarkıları hatırlayın, Türk Müziği’nde sevgiliye konuşurken sevgiliye hitapta sözler şöyle: ‘Sen dalında çiçektin seni kopartamadım, seni izledim seyre daldım, güneş geldi bulut gitti.’ Ben seni öyle sevdim yani diyor ki seni koparmadan sevdim. Seni değiştirmeden sevdim seni seyretmeyi sevdim. Şimdiki şarkılar şöyle: ‘Sen dalında çiçeksin seni koparır atarım gidersin gelmezsen sen bilirsin.’

Şimdiki yüzyılda sahip olma arzusuyla seviyoruz, mal gibi. Eskiden sadece olma arzusuyla, kendiliğini bozmadan seviyormuşuz.

 JMB: Bir de hemen seçenek yaratıyoruz değil mi?

Aşkım Kapışmak: Eskiden alternatif yoktu şimdi alternatif var. Hayat artık serpme kahvaltı gibi oturuyorsunuz bir mekana önünüze serpme kahvaltı koyarlar seçenek çoğaldığı için hepsinden iki kaşık alırsın sofra olduğu gibi durur ve çöpe gider. Hayat da böyledir. Peynir, ekmek, zeytin doyurur. İnsan kendine yetecek kadar yer. Ama şimdi öyle değil hayat, insanlar çevremiz her insandan bir şey alıp yarım yamalak bırakıyoruz.

JMB: Buraya Teoman’ın ‘Çok kadın hiç kadındır’ sözleri iyi gider…

Aşkım Kapışmak: Çok güzel aynen çok kadın hiç kadın kesinlikle…

JMB: Aşkım sen kimleri dinlemeyi seviyorsun?

Aşkım Kapışmak: Belli isimlere yapışıp kalmayı sevmiyorum. Şu son zamanlarda Jabbar’ı çok seviyorum. Gerçekten çok kaliteli. Pop-arabeskte Merve Özbey’i daha arkadaşım olmadan seviyordum. Sesinin gücünü biliyorum. Arabeskte Ebru Gündeş. Ayla Çelik şarkıları çok hoşuma gidiyor. Kendimi dinlerken bulduğum Melek Mosso. Geçmişten getirdiğim hala dinlediğim iyi bir Müslümcüyümdür. Tarkan’ı da dinlerdim ama o zamanlar Bendeniz favorimdi, sesini çok severim. Zeki Müren tabi hala dinliyorum. Bazı klasiklerden asla vazgeçemiyorum. Taylor Swift çok seviyorum, heralde en sık dinlediğim seslerden biri. Dj performansları da çok hoşuma gidiyor Carl Cox’u çok seviyorum. Solomun’u çok dinliyorum hatta yurtdışına da çok gittim dinlemeye. Müziğin her türünü seviyorum ve sesi güzel olan herkesi dinliyorum galiba:) Çok sevdiğim güzel bir şarkıyı sesi hiç olmayan biri söylediğinde dinleyemiyorum. Güçlü ses önemli herkes şarkı söylemesin.

JMB: ‘Elma Dersem Çık’ isimli gösterin beyaz perdeye taşındı ve 13 Aralık’ta vizyona giriyor. Hem filminden hem de filminde ne tür bir müzik kullandığından bahseder misin?

Aşkım Kapışmak: Bu bir gösteri Amerika’da Dubai’de ve Avrupa şehirlerinde sahne yaptık. Dünyada ve Türkiye’de çok sevildi ve tuttu. Türkiye’ye iki ay önce geldiğimde Mars Grup davet etti bu gösteriyi beyaz perdeye taşımak istiyoruz diye. İlk defa böyle birşey yapacağız dünyada da Türkiye’de de ilk defa bir seminerin tek kişilik gösteriye çevrilmesi ve beyazperdeye taşınması oluyor. Bilgi de veriyor güldürüyor da. Burda hem sinemanın hem de benim izleyici rakamı anlamında bir beklentimiz yok çünkü alternatif olmadığı için kıyas yapılacak bir malzeme yok.  Sadece izleyenlerin geri bidirimlerine bakacağız.  Eğer karşılıklı mutlu olursak hemen nisan ayında ikincisine başlıyoruz. Benim hissettiğim sinema sektörü alternatif birşeylere girmek istiyor. İnşallah bu alternatif işler izleyiciyi mutlu eder.

Universal Music’ten enstrümantal müzik alındı. 2020’de Üzümlü Kek kitabımın filmi de yapılacak. Onu da Mars Grup yapacak onun müziklerini Gülden Mutlu yapacak.

Ayrıca Nasipse Olur filminde de keyif için oynadım ve yaptığım işe zıt bir karakteri canlandırdım.

Sinemayla ilgili tek hayalim romanlarımın filme dönüştürülmesiydi. Gösterinin sinemaya taşınması on yıldır yaptığım seminerlerin kendiliğinden getirdiği bir başarı aslında. Bir şey istikrarlı devam ediyorsa muhakkak karşılığını bulur.

JMB: Senin bu alanda da yeni bir kanal açabileceğini düşünüyorum. Peki gösterilerinde müzik kullanıyor musun?

Aşkım Kapışmak: Seyirciyi ısıtmak sinerjiyi yakalamak için kullanıyoruz. İki sene Gülden Mutlu’nun yaptığı müziği kullanmıştık. Geçen sene alternatif bir müzik kullandık telifini ödeyip.

Şimdi Carpe Diem diye bir seminere başlayacağım ocak ayından itibaren. Ona Piiz grubunun solisti Emir Yaşar müzik yapıyor. Müziği bitirdiler sözlerini hazırlıyorlar.

 JMB: Kullandığın bir müzik platformu var mı?

Aşkım Kapışmak: Hiçbirine abone değilim. Youtube’tan istediğimi açıyorum. Saklamıyorum abone olmuyorum biriktirmiyorum. Hiç öyle şeylerim yok. Sürekli aynı şeyi dinlemek istemiyorum.

 JMB: En son kimin konserine gittin?

Aşkım Kapışmak: Jolly Joker’de Gülden’e gittim.

JMB: Aşkım seninle tanışıklığımız eskiye dayanıyor biraz da beni över misin bu yeni çıktığım yolda:)

Aşkım Kapışmak: Güzel, önemli ve kıymetli  bir girişim içindesin. Seni seviyorum çünkü sen yaptığı işte istikrarı seven bir insansın. Yapabileceğini ve yapamayacağını, ne yapıp ne yapamayacağını bilen bir insansın. Seninle uzun yıllar çalıştık hiçbir problem yaşamadan küçük problemleri konuşarak halletmek çok kıymetli bir şey. Benimle de yola çıkarken küçük küçük başladın ve benimle yaptığın işi büyüttün. Yeni çıktığın yolculukta bu sitede de böyle olacak. Bunda da stratejilerini iyi kullandığını düşünüyorum. Bir kere kaliteli ve olması gereken bir iş. Çok önemli çok kıymetli. İstikrar başarıyı getirecek. Başarı şöyle bir şey: Bir yıl denersin devam edersin o kendini çıkaracak zamanı bulur.