Justmusicbox’ın ilk röportajını müziklerini çok sevdiğim Narda Afrika ile yaptım. Röportaja geçmeden önce biraz justmusicbox’tan biraz da 2019’un ruhundan bahsetmek isterim. Site iki yıldır açılmak için bir köşede uyudu durdu arada dürttüm uyandırdım biraz çalıştık sonra tekrar uyudu. Uyuyan güzel bile bu kadar uyumamıştır. Sonunda o sihirli öpücükle tamamen uyandı sitemiz 2019’un ekim ayında. 2019’u anlatmaya sayfalar yetmez. Biraz korku-gerilim biraz macera-komedi türünde bir film gibi. Bir benzetme yapacak olursam hani kahramanlarımız bir tehlikeden kaçarken bir yere saklanır ama orası da yılan çıyan kaynıyordur çığlık atarak kaçarken ateş hattında kalırlar bir türlü tehlikeyi tam olarak savuşturamazlar. Ama biliriz ki filmin sonunda kahramanlarımız tüm tehlikeleri alt edip mutlu sona ulaşacaklardır. Benim de mutlu sonum justmusicbox’ı sevgili arkadaşlarımın desteği ile açmak oldu. Site için ilk röportajımı da yaptım. Mutluyum:)

Narda Afrika daha justmusicbox bir fikir halindeyken bile destek ve motivasyonuyla müzik kardeşliğimizi güçlendirdi. Kendilerine çok teşekkür ederim…Röportaj için grubun kurucusu Barış Başarol sorularımı yanıtladı…

JMB: Bize biraz Narda Afrika’nın grup olma serüveninden bahsedin…

BB: Narda Afrika, 2011 senesinde benim başlattığım bir proje. Evde şarkılar düzenlerken bir fikir olarak oluştu. 2014’te de bunu hayata geçirmeye karar verdik. Bir albüm kaydettik. Albüm 2014’te yayınlandı. Ben şarkıları hazırlamaya başladım neredeyse albümdeki bütün şarkılar hazır. İlk albümdeki kadroyu toparladık biraraya geldik stüdyo süreci başladı aşağı yukarı 2-3 sene sürekli stüdyoya girdik. 40’a yakın parça hazırlamıştım, o parçaları sürekli çaldık. O zamanki prodüktörümüze bir şekilde ulaştım. O da olumlu yaklaştı hemen kaydedelim dedi bu albümü. Gittik toplantı yaptık Hakan Kurşun’la çok beğendiğini söyledi biz de sevindik tabi. Sonra bir sene sürdü albüm kaydı biraz yayarak yaptık.

2019 yılındayız uzun bir süre birşey yayınlamadık. Yine parça yapmaya devam ettik. Arada Müslüm Gürses’in Nilüfer şarkısını coverladık. Yeni albüm öncesi Küskün Yengeç diye bir tekli çıkardık. Şimdi yeni albüm kayıtları sürüyor. Yeni albümden kasım ayında yeni bir parça yayınlamayı hedefliyoruz Rüyaları Çalıyorlar diye. Albümün adı da Rüyaları Çalıyorlar olacak. İlk albümde şarkılar biraz daha romantikti. Şimdi şu saniyeden sonra çok romantik şarkı yapar mıyız bilmiyorum.

JMB: Romantizmden uzaklaşacaksınız öyle peki neden?

BB: Çünkü biz kendimizi romantizmle besledik. Şu an böyle bir hissiyatta değiliz. Şarkıyı yapabilmek için öyle bir hissiyat içinde olmak lazım. Mesela şu anda hayatımızda daha sıkıntılı dönemler var sadece bizim değil bütün insanların, ülkelerin içinde bulunduğu bir sıkıntı söz konusu. Herkes birbirinin rüyasını çalıyor. Ülkelerde politikacılar halklarının, eşler birbirlerinin rüyalarını çalıyor. Herkes birbirinden birşeyler alıp götürüyor bu albüm onunla ilgili olacak. Belki bir iki tane aşk şarkısı olabilir.

JMB: Sizi ilk albümle tanıyanlar bu yeni albümdeki şarkıları dinleyince bağlantıları kopabilir mi? Romantizmden daha sert bir gerçekliğe geçmek dinleyicinizi nasıl etkiler?

 BB: Küskün Yengeç bir aşk şarksısı değil. Biz bir ön deneme yaptık aslında. Küskün Yengeç’in sözlerini biraz incelerlerse bir aşk şarkısı olmadığını yaşamın içinde problemler yaşayan bir insanın hikayesi olduğunu görecekler dolayısıyla o bir aşk şarkısı değil ve biz onunla ilgili çok iyi geri dönüşler aldık. Şarkı çıkmadan önce dinleyicilerimiz arasında bir yarışma yaptık. Bu yarışmayı kazanan 10 fanımıza şarkıyı dinlettik. Onlardan çok iyi tepkiler geldi onlar bizim sağlam fanlarımızdı. Hepsi iyi yorumlarda bulundu biz de bundan sonra müzikal gidişatımızı bu yönde belirledik. Hatta biraz elektronikleşeceğiz.

JMB: Narda Afrika dinleyicisiyle ilk buluştuğunda ne tür tepkiler aldı?

 BB: Bize siz nerden çıktınız diyorlardı. Şarkıları dinleyeler sanki çok eskiden beri hep varmışız hissiyatına kapılmışlar. Bu biraz şundan kaynaklanıyor olabilir ben söz yazarken biraz eski kafalı düşünüyorum belki. Daha insanı düşündürmeye iten sözler yazmaya çalışıyorum. Aslında çalışmıyorum öyle çıkıyor. Alt metninde hikayesi oluyor şarkının. 90’lar popunda bile söz ve müzikler çok daha kaliteliymiş. 90’larda çıkan pop albümlerine baktığımızda şu ankilerin katbekat üzerinde ve kaliteli olduğunu görüyoruz. O dönem çıkan rock gruplarının sözleri gibi biraz daha düşünmeye iten sözler. Mesela söz yazımı konusunda İlhan İrem’den etkilenmişimdir.

JMB: Şarkı sözlerine ben de çok dikkat ediyorum sözler iyi değilse şarkı eksik kalıyor…

BB: Şimdi şarkı yapıyor adamlar üç cümlede şarkıyı bitiriyor üç cümle de boş. Ama bu şarkılar 100 milyon izleniyor, dinleniyor.

JMB: Ama bu yüz milyonlar biraz pazarlamayla alakalı dinleyiciyle buluşmak için sizin başka tür bir tercihiniz var. Siz agresif bir pazarlama yapıp bizi ya dinleyecekler ya dinleyecekler yolunu değil müziğimizi seven bizi bulur yolunu tercih ediyorsunuz.

BB: Biz hala Türkiye’de iyi müzik dinleyen insanlar olduğunu biliyoruz. Dinleyiciye ulaşmak içim bu işin iki yolu var parça yaptığınız zaman. Şarkının iyi bir şarkı olduğunu düşünelim. Birinci yolda pazarlamaya tanıtıma iyi bir bütçe ayırıp bu işi en kolay kısımdan halletmek iyi bir bütçeyle bir şarkıyı ya da albümü bir sene içerisinde büyük kitlelere tanıtabilirsiniz. İkinci yol bizim seçtiğimiz yol bu işe para yatırmadan 5-6 sene içerisinde daha büyük kitlelere müziğinizi tanıtmak.

JMB: Dinleyicinizle daha samimi olarak birbirinizi daha iyi anladığınız bir dönemindesiniz. Müziğinizin başka yönlerini de gösterme sürecindesiniz…  

 BB: Evet mesela şimdi ikinci albümde başka bir sound deneyeceğiz. Normalde gruplar ne yapar stüdyoya girer 10 şarkı kaydeder şarkıları bitirir albümün kapağı hazırlanır ve albüm yayınlanır. Ama artık günümüz şartlarına biz de uyum sağlıyoruz. Bizim tek farklı yaptığımız şey şu anda ilk şarkı hazır o bitince ikinci şarkının kaydına başlayacağız. O bitince onu yayınlayacağız. Şarkıları tek tek yayınlayıp bir buçuk sene sonra bu şarkıları tek bir albüm altında toplayacağız. Bizi dinleyenler ya da bu saatten sonra dinleyecek olanlar her dört beş ayda bir yeni bir şarkı dinleyecekler.

JMB: Adettendir o yüzden soracağım Narda Afrika ismi nerden geldi aklınıza?

BB: Grubun adı önce sadece Afrika olacaktı sonra Afrika diye çok şey olduğu için başına bir ek getirmek istedik. Nar Türkçe’de güneş demek. Asya’da ateş anlamına geliyor. Güneşte Afrika… Neden Afrika, Afrika da hep değeri bilinmeyen sömürülmüş ama çok zengin bir kıtadır. O yüzden halkı hep aç bırakılır iç savaşa mahkum edilir. Biz insanlar da çaresiz ve mutsuz hissediyoruz ya o yüzden Narda Afrika ile her zaman bir umut vardır demek istedik. Böyle bir anlamı var. Biraz karışık gelebilir.

JMB: Grup olmak herkesin motivasyonunu yüksek tutup şarkıları ortaya çıkarmak zor olmalı?

 BB: Grup olmanın tabi zorlukları var herkesin zamanı ve motivasyonu açısından…Şarkıları sürekli çalışmaktan bazen motivasyonumuz düşüyordu. Çünkü bir an önce onları kaydedip yayınlamak istiyorduk. Bir müzisyenin en büyük arzusu yaptığı şarkıların dinleyicilere ulaşmasıdır. Ama o motivasyon düştükçe birbirimizi gaza getirdik. Albüm kaydı Gezi olaylarına denk gelmişti 2013’te olaylar gündemdeyken biz albüm kaydediyorduk.

JMB: Şu an grup yeni bir ekiple ilerliyor. İlk albüm Gezi zamanı çıktı toplumsal süreç etkilemiştir sizi de muhakkak çünkü herkesin gündemindeydi…

BB: Etkiledi tabi. Biz gündüz şarkı kaydedip sonra ne olmuş bitmiş onu takip ediyorduk. O yüzden süreç biraz zamana yayıldı. O zamanın psikolojisiyle öyle bir albüm çıktı. Yine de romantik bir albüm çıkarmayı başarmışız. Belki de o dönemin sertliği içinde romantizme ihtiyacımız vardı. Albüm çıktıktan sonra senede iki tane video çekip albümden şarkıları yayınladık. O dönem albümü tam teşekküllü bir stüdyoda kaydetmiştik şimdi ev stüdyosunda kaydediyoruz.

JMB: Ev stüdyosu ortamında çalışmak daha mı rahat?

BB: Bir avantaj, şimdi evde oturuyoruz bilgisayar başında yapılabilecek en iyi şekilde kaydediyoruz. Teknoloji de değişiyor. Beş sene sonra taknik imkanlar nerde olur kestiremiyorsun.

JMB: Lakin Yanıyorum ilk albümden benim en sevdiğim şarkı, siz kendi şarkılarınız arasında böyle bir ayrım yapabiliyor musunuz? Dinleyici en sevdiğim diye ayırıyor ama üreten hepsi benim bebeklerim klişesini mi yaşıyor?

BB: Ben mesela Zorba’yı çok seviyorum. Hepsini seviyorum tabi ki insan sevmediği şeyi yapamaz. Ya da söylemek istemez. Mesela Ben Efsaneyim daha çok dinlenmiş ama Zorba daha bizim marşımız gibi oldu.

JMB: Yeni şarkılar daha elektonik olacak dediniz tarzı değiştirmek istemenizin sebebi nedir?

BB: Zaten benim hep dinlediğim ve sevdiğim bir tarzdı elektronik. Ben ilk albümün şarkılarını hazırlarken de kafamda öyle bir şey vardı ama o zamanki prodüktörümüz ve o zamanki ekibin sinerjisi biraz böyle bir yolda ilerlememize kapı açtı. Tabi ki ben ilk albümü çok seviyorum ama biraz daha o yolda ilerlemeye ihtiyacımız var size dinletirim yeni şarkıyı. Ben insanların garipsemeyeceğini düşünüyorum şaşıracaklar ama garipsemeyecekler. Çünkü onları mutlu edecek kalitede şarkılar.

(Bu arada şarkıyı hemen dinliyorum ve müptelası oluyorum, siz de bayılacaksınız)

JMB: 2013-2018 5 yıllık bir zaman dilimi bundan sonra biraz daha hız kazanacak mısınız?

BB: Amacımız o. Kaliteden ödün vermeden daha çok şarkı yaparak daha çok insana ulaşmak istiyoruz.

JMB: Olmayı istediğiniz yerde misiniz insan bir yola çıkarken kafasında hedefler olabiliyor ama bazen bambaşka bir yere ilerliyor, siz nerdesiniz?

BB: Şimdi yirmi yaşında değiliz az çok piyasayı da bildiğimiz için çok çocukça hayallere kapılmadık. Albüm çıkarız şöyle bilmem ne olur gibi ama tabi biraz daha kitlemiz büyüyebilirdi o da bizim uzun zaman yeni bir şey üretmememizle de alakalı olabilir. Ülkenin haliyle de alakalı olabilir.

JMB: İşin kolayına kaçmamakla da alakalı olabilir çünkü insanların çok sevdiği şarkıları coverlayıp coverlayıp kitlenizi genişletebilirdiniz. Bu arada cover’a karşı değilim tabi yapılır ama sadece bunun üzerinden yürümeye çalışmak da biraz işin kolayına kaçmak gibi geliyor…

BB: Biz bir tane cover yaptık. İnsanlar dinlediği zaman kimse de dönüp Müslüm Gürses’ten faydalanmışsınız demedi. Her dinleyen değişik olmuş farklı olmuş dedi. Sizin tarzınızla da uyumlu olmuş diye tepkiler aldık. Cool tavırlı cover oldu. Hatta Müslüm Baba fanlarından da olumlu tepkiler aldık çok güzel olmuş diye ama biz yine de Müslüm Baba’dan dinleyelim dediler:)

JMB: Yeni bir cover olacak mı?

BB: Yok olmaz .Elimizde çok fazla şarkı var. Şu anda prodüktörümüz Çağıl Eren Koç’la çalışıyoruz. Genç ve çok yetenekli bir arkadaşımız. Ben inanıyorum ki önümüzdeki senelerde adını sıkça duyacaksınız. Çok sağlam geliyor. Aramızda şöyle bir iş bölümü var: Ben sözleri ve müzikleri hazırlıyorum o prodüktörlüğü yapıyor. Rüyaları Çalıyorlar açılış şarkısını 2020’ye girmeden dinleyiciye ulaştıracağız. Şimdi buna bir klip çekeriz ama her şarkıya klip çekmek mümkün değil biz görsellemeyi seviyoruz. Ama her şarkıya da çekmeyiz çünkü klip çekme mantalitesi belli. Tamam burda da güzel işler var ama İngilizler’in çektiği klipleri izliyorsunuz çok iyi ve insan öyle bir kalite arıyor. O yüzden çok da gerek yok her şarkıya klip çekmeye.

JMB: Belki güzel bir hikaye gelir çekersiniz. Çünkü her şarkı başka bir mecrada başka bir yolla ulaşıyor insanlara. Benim gibi insanlar keşfederek buluyor klibe gerek duymuyor ama kimisinin daha gözünün önünde olması gerekiyor.

BB: Biz bugüne kadar 8 klip çektik bunların iki tanesini çalıştığımız şirketler çekti geri kalanı yönetmen dostlarımız çekti. Kolektif işler oldu herkes işin bir ucundan tuttu o anlamda çok şanslıyız iyi dostlarımız var. Bu işten para kazanmayıp tamamen sanata destek olmak için bize destek oldular.

JMB: Böyle arkadaşlar lazım ben de sitemi yaparken bana destek olan tüm arkadaşlarıma sevgilerimi iletiyorum. Herşey parayla olmak zorunda değil

BB: Sanat böyle büyüyecek.

JMB: Siz kimleri dinliyorsunuz? Başucu şarkılarınız var mı? Deprem çantası playlistiniz hazır mı?

BB: Çok zoru soru, ama deprem çantası playlisti güzel soru. Türkiye’den İlhan İrem’i çok severim biraz önce söylemiştim. Teoman’ı severim. Ben 80’ler ve 90’lar seviyorum. 2000 sonrası dünyada müziğin gittiği yeri çok sevemedim. Özellikle dünya pop müziğinin.Radiohead, Oasis, Pet Shop Boys severim. Adadan çıkan daha çok 80 ve 90’lar…

JMB: Bize 3 tane başucu şarkınızı söyleyin

BB: Radiohead/ Fake Plastic Trees

The Cure/Love Song

Depeche Mode/Enjoy the Silence

JMB: Türkiye’de son dönemde Rap’in yükselişine ne diyorsunuz?

BB: İsyan etme yönlerini sevdim ama müzikal anlamda beni besleyebilecek bir tavır değil rap seviyorum ama Old School Rap seviyorum.

JMB: Pop ve rock dinleyiciye yeni bir şey vermeyince rap bir boşluğu mu doldurdu?

BB: Rap’in bir avantajı var söz öbeğinin çok geniş olabilmesi ve derdini anlatabilmesi. Rock biraz daha düşünmeye itiyor dinleyen ne çıkarabilirse. Rap’te öyle değil yazdıkça yazabiliyor. Şimdi insanlar biraz daha düşünmekten ziyade daha hızlı anlayabileceği şeyleri tercih ediyorlar. O yüzden yükselişte.

 JMB: Narda Afrika düzenli olarak bir yerlerde çıkıyor mu?

BB: Belirli bir program yok arada konserimiz gelince bir yerlerde çıkıyoruz onun dışında her cuma bir yerlerde çıkalım durumu bize göre değil. Festivallerde yer almak istiyoruz. Bizim yerimiz festival oradaki enerji başka…Instagram’dan bize ulaşabilirler…Dışardan bakıldığı zaman çizmek istediğimiz duruşumuzu ifade edebildiğimizi düşünüyorum. Bize hep şunu soruyorlar size nasıl destek olabiliriz diye sosyal medyalarında ne kadar yer verebilirse o kadar büyük kitlelere ulaşabiliriz. Sizi kimseyle paylaşmak istemiyoruz kafasından çıksınlar.

JMB: Son olarak justmusicbox için ne söyleyeceksiniz (bizi biraz övün:)

BB: Justmusicbox bir kere adını çok sevdim sitenin. Belki de böyle bir siteye müzik camiasının ihtiyacı vardır.Bu işi iyi yapan siteler de var ama hala az dolayısıyla işinizi severek yapıyorsunuz ve yapacaksınız. İlk röportajı bizimle yapmanız bize onur verdi inşallah siteniz istediğiniz gibi bir müzikal yolculuğa çıkar biz de size şans getiririz.