‘Yengeler, görümceler, bacanaklar, enişteler, gerdan kıran eltiler, bıyık büken dayılar, punk, caz ve elektronik seslere bulanmış progresif düğün müzikleri eşliğinde dans pistinde buluşacak’. Bir düğün eğlencesinde geçen Kolektif İstanbul kendi konserlerini bu şekilde tanımlıyor.

Kolektif İstanbul 15 yıldır hayatımızda ve bize göbek attırıyor. Hikaye Richard’ın 2001’de İstanbul’a gelmesiyle başlıyor. Richard bize ‘Bir Elmanın Yarısı’ şarkısını hediye ediyor. Buralarda bizim bilmediğimiz bu şarkıyı uzak ellerden getirip bize armağan ediyor.

Kolektif İstanbul ilk zamanlarında tam bir müzisyenler kolektifi ancak son 15 yıldır 6 kişilik aynı ekiple devam ediyor.

2020’nin ilk aylarında yeni bir albüm çıkaracaklar. Bu defa kendilerine ait 8 yeni beste dinleyeceğiz. Ama bunun yanında yine çok sevdiğimiz bazı şarkıları Kolektif İstanbul tarzıyla dinleyeceğiz ve oynayacağız. Mesela ‘Minnoş’ klip çektikleri şarkı ve yine fıkır fıkır kıpır kıpır geliyorlar.

Bu güzel gruptan Aslı ve Richard’la buluşup çok tatlı bir röportaj yaptık…

JMB: Kolektif İstanbul’u grubu tanımak istiyoruz

Aslı Doğan: Kayıtlar 2005’te başladı. 2006’da ilk albümümüz çıktı. Aslında yolculuk Richard’ın Türkiye’ye gelmesiyle başladı.2001’de Richard Türkiye’ye dünya müzikleri için geldiğinde bir sürü müzisyenle tanışıyor. Sonra beraber devam ettik ben çevirmenlik yapıyordum. Biz bir çok bir müzisyenle tanıştık. Bir grup yoktu bir müzisyenler kolektifi vardı. 21 kişi var albümde ve hiç kimse 3-4 şarkıda çalmıyor herkes bir kısmında var. Biraz hatıra defteri gibi bir şeydi. Devamında da bir gruba dönüşmesi çalması falan aslında öyle bir plan yoktu. Richard sonrasında Fransa’ya dönmeyi düşündü. Sonra Kolektif dedik adına ‘Balkan Atölye’ albümün adıydı. Çünkü işin içinde kaval da var İran’lı müzisyenler de, Trakya da Bulgaristan da vardı. O yüzden ‘Balkan Atölye’ dedik. Sonra teklifler gelmeye başladı. Bu müziği Türkiye’de çok fazla yapan insan yok aslında. Bizim başladığımız dönem daha çok vardı tabi.

JMB: Brooklyn Funk Essentials ve Laço Tayfa işbirliği vardı 90’ların sonunda. O dönemler bu tip çalışmalar daha fazlaydı…

 Aslı Doğan: Başlangıçta çalarken her konserde başka müzisyenler oluyordu. Kısa bir süre içinde burdan 6 kişilik çekirdek bir kadro oluştu.İkinci albümün adını o yüzden ‘Kolektif İstanbul’ koyduk yani 15 yıldır da aynı grupla devam ediyoruz sadece davulcumuz değişti.

JMB: Aslında grup olarak birarada olmak çok kolay değildir.

Aslı Doğan: Herkes kendinden biraz fedakarlıkta bulunuyor bence. Her zaman kolay olmuyor özellikle uzun yollarda. Bizim turneler pop starların tırlarla, karavanlarla yaptıkları gibi değil. Bir minibüs kiralayıp şehirden şehire günlerce gidiyoruz ve her zaman o kadar kolay olmuyor. Ama asıl bağ da oralarda kuruluyor. Bizim aile hikayesine dönüştü tamamen. Biz hepimiz ayrı yerlerden geliyoruz. Herkesin müzikal geçmişleri de farklı. Bizi birleştiren şey önce müzik oldu ama sonra 15 yıllık yaşanmışlık oldu.

JMB: Bu hikayeyi Richard bir de senin açından dinleyebilir miyiz Türkiye macerası nasıl başladı ve gelişti?

Richard Laniepce: Aslında karar vermedim. Baştan beri bir karar yoktu.3 ay için geldim sonra 3 ay daha kaldım. 3 ay 3 ay derken sonra farkettim ki 2 seneyi geçmiş. Aslında 2000’de geldim daha uzun vakit geçirmeye 2001’de karar verdim.

JMB: Türkiye’deki müzikle nasıl tanıştın?

Richard Laniepce: Aslında Türk Müziği için gelmedim başka bir müzik için geldim. Ben 97’den beri Balkanlar’da gezdim Bosna, Romanya, Bulgaristan sonra 2000 yılında Türkiye’ye geldim. Bana Balkanlar’a göre çok daha neşeli geldi. O zaman 90’ların sonu Balkanlar biraz depresif bir bölgeydi. İstanbul’da insanlar daha mutlu daha neşeliydi. İstanbul’da Balkan müzisyenler buldum İstanbul’da göçmen çok olduğu için bu kolaydı. En son dalga da 90’larda geldi. Bu müziği iyi biliyorlar. Sonra Türk Müziği’yle ilgilenmeye başladım.

 JMB: Aslında Balkan Müziği’nin peşinden giderken Türk Müziği’yle tanıştın…

Richard Laniepce: Önce Trakya Müziği seviyordum. Romen Müziği, İstanbul Türküleri seviyordum. Yavaş yavaş Anadolu’daki müziklerle tanıştım. O zaman bağlama dinlemeye başladım. Ama baştan yoktu daha çok nefesliler dinliyordum. Türkiye’de nefesliler çok yok kaval ve zurna dışında. Türk Klasik Müziği’nde ney dışında pek yok. Tabiki klarnet var ama Türkiye’de o da çok eski bir gelenek değil. Türkiye’de iki sene geçmiş ve farkettim ki hala Türkçe bilmiyorum. O zaman Türkçe öğrenmeye başladım. Hala çat pat konuşuyorum.

JMB: Türkçen gayet iyi geldi

Aslı Doğan: 20 yıl için az:)

Richard Laniepce: Kitap yazamam:)

JMB: Albümlerinizden, albümleri yaparken şarkı seçme süreçlerinizden bahseder misiniz?

Aslı Doğan: Biz çok iyi bir stüdyo grubu değiliz aslında bu konuda çok net süreçleri olan albüm kayıtları olan anlatabileceğim net bir düzen yok. Hepsi tesadüfi bir yerlerde bir şekilde karşımıza çıkan şarkılar. Bazen bir enstrümanla oynarken bazen bir düğüne gittiğimizde. Bulgaristan’daki Türk düğünleri ya da burdaki Roman düğünlerinde kayıt yapmışızdır. Bazen saçma sapan bir yerlerden karşımıza çıkan her şarkının ayrı bir hikayesi var. Richard’ın Fransa’dan getirdiği burda kimsenin bilmediği Türkçe şarkılar bile var.

JMB: Hangileri?

Aslı Doğan: ‘Bir Elmanın Yarısı’ mesela. 2008’de ikinci albümde kullandık.

Richard Laniepce: Şimdi herkes bu şarkıyı biliyor. Sanki çok normal bu şarkı hep buralarda biliniyormuş gibi..

Aslı Doğan: Richard Türkiye’ye gelmeden önce Fransa’dayken bir Balkan müzikleri grubu var. Gruptaki akordeonist Bulgar ama anneannesi Gagavuz Türk. Ama Türkçe bilmiyor. Tamamen Slav. Akordeoncu Fransa’ya geliyor göçmen olarak. Bir de Boşnak bir arkadaşı var o da Boşnakça şarkı söylüyor. Bir tane albümleri var. Fransa’da küçük bir grup. Ordaki albümlerinde akordeoncu Ivan diyorki ben küçükken düğünlerde çalan bir şarkı vardı onu hatırlıyorum hala biz çok çalıyorduk. Ben onu Türkçe söyleyeceğim. ‘Bir Elmanın Yarısı’nı söylüyor. Türkçe bilmiyor ama Türkçe söylüyor. Richard da ondan öğrenmiş bu şarkıyı. Onların Fransa’daki gruplarının yaptığı albümlerinde vardı. Bu arada Richard Türkiye’ye geliyor. Türkçe bir şarkı biliyorum diye ortamlarda ‘Bir Elmanın Yarısı’nı söylüyor. Kimse bilmiyor bu şarkıyı. Sonra TRT’ye gittik biz. Arşive baktık. Kimsenin duyduğu bir türkü değil. Türkü olarak kayıtlı değil zaten. Zaten türkü de değilmiş. Sonra Tamer abilerle tanıştıktan sonra bunlar da Bulgaristanlı ve düğün müzisyenleri olduğu için onlar da diyor ki bizim babalarımız amcalarımız bunu düğünlerde çalardı. Tamam ben biliyorum bunu diyor. Sonra biz onu Babylon’da sahnede çalmaya başladık. Richard kendi az Türkçesiyle söylüyor. Albüme de bir şaka olarak koyduk.

JMB: Richard aslında bize bir şarkı hediye etti:)

Aslı Doğan: Sonradan öğrendik ki şarkının hikayesi şuymuş: Tabi albüme koymak isteyince telif konusu çıktı o zaman şarkının Mersinli İsmail’in olduğunu bulduk. 70’lerde 80’lerde çıkıyor kaset onun bestesi kendi şarkısıymış. O zamanlar Bulgaristan’da Türkçe kasetlerin satışı yasaklanıyor ve müzisyenler de burdan yeni repertuar almak için kamyonculardan kaset alıyorlar. Mersinli İsmail’in kasedi orda popülerleşmiş. Ama burda yayılmamış.

Biz o şarkıyı söylemeye başladık sonra bir dizide kullandılar. Richard, Pinhani’yle beraber söyledi, Mehmet Erdem söyledi. Arka arkaya söylendi ve şarkı şu an herkesin bildiği bir şarkıya dönüştü. Çok iyi hatırlıyorum bir kişi bilmiyordu. Mersinli İsmail’le beraber bir kaç konserde çaldık.

Gerçi sonradan onun bestesi değilmiş de başkasının bestesiymiş diye çeşitli davalar çıktı. Oralarına karışmadık biz.

JMB: Siz çeşitli sanatçılarla işbirlikleri yapıyorsunuz mesela ‘Acımadı Yine’yi Ceylan Ertem’le çalıştınız, Mahmut Tuncer’le halay çektiniz:) Ciguli’yle çalıştınız… bu işbirlikleri nasıl gelişiyor?

Aslı Doğan: O da düğün şarkısı onda da çok oynardık Tamer Abi çalardı. Konserlerin sonunda çalıp oynuyorduk. Türkçe birşeyler yapmak isteyince Ceylan’la yapmak istedik. Onun da hoşuna gitti öyle çıktı. Bizim müziğimiz çok açık bir müzik herhangi birinin dahil olacağı müzik biz türler arasında oynamayı da seviyoruz.

JMB: Mahmut Tuncer’le aynı sahnede çalıp söyleme fikri nasıl çıktı?

Aslı Doğan: Benden çıktı. Ben bir taraftan yaptığımız şeyi benzetiyorum. Çok sıcak yaklaştı. Görmek istedi. Görüp konuşmak istedi. Napıyoruzdan çok biz kimiz onu merak etti. Sonra her dediğimizi kabul etti. İnanılmaz samimi yaklaştı. Tam bir abi gibi yaklaştı. Sonrasında devam edemedik ama hala içimizde doğru bir sahne bulamadık henüz.

JMB: Mahmut Tuncer’le birlikte tekrar aynı sahneyi paylaşma ihtimaliniz var mı?

Aslı Doğan: Biz istiyoruz aslında ama araya biraz zaman girdi doğru bir sahne bulamadık bizim için hala önemli bir yerde duruyor.

JMB: Başka böyle ortak çalışmalarınız olacak mı?

 Aslı Doğan: Biz işbirliğini seviyoruz müziğimiz de buna çok açık zaten.

JMB: Yeni albüm ne zaman?

Aslı Doğan: 2020’nin ilk ayları diyelim.

Richard Laniepce: Bu sefer daha çok beste yaptık.12 parça var 8 tane beste 3 tane türkü ve bir tane klasik batı müziği. Biz sevdiğimiz müzikleri alıyoruz cover yaparken. Sadece tarzımızı veriyoruz ya da bizim soundla bir şekilde aranje ediyoruz.

Aslı Doğan: ‘Pastırma Yazı’nda Fransızca şanson var en kitsch olanlarından birini seçtik.

Richard Laniepce: Bu defa daha çok bizim bestemiz var. 3 tane türkü var yine. ‘Minnoş’, ‘Aksaray’dan Geçerken’ ve ‘Feridem’ var. ‘Minnoş’a klip yapıldı.

JMB: Aslında ‘İstanbul’ ismi de bir marka başlı başına.

Aslı Doğan: Bizi çok taşıyan bir marka oldu. Bize çok yer çok sahnede festival programlarda uluslararası projelerde avantaj bile sağlamıştır. İstanbul başlıklı bir çok etkinlikte çaldık.

JMB: Bazen şehir sanatı, müziği, kültürü bir yere taşır bazen de bütün bunlar şehri bir yere taşır. Belki de sıra sanatın, müziğin İstanbul’u bir yere taşımasındadır.

Aslı Doğan: Şimdi bu bizim görevimiz. ‘Acımadı Yine’ inanılmaz bir şekilde ilgi gördü. O dönem 15 Temmuz’dan çok kısa bir süre sonra paylaşmıştık hatta gündemden dolayı paylaşmasak mı diye düşündük ama hayat da devam ediyor. Biz yayınlandığında yurt dışındaydık inanılmaz hiç beklemediğimiz bir ilgiyle dönüş aldık. Dünyadan çok tepki aldık o dönem. Bir sürü gazeteci işte İstanbul’dan vermek istediğimiz haberler bunlar diye dönüş yaptı. ‘Acımadı Yine’nin videosu kadar tepki almamıştık. İnsanların o zaman öyle bir şeye ihtiyacı vardı.

JMB: ‘Acımadı Yine’nin klibinde bir oyuncu müzisyen işbirliği de var klipte Cengiz Bozkurt, Ceylan Ertem var.

Aslı Doğan: Cengiz Bozkurt da eski bir arkadaşımız, aslında klipteki herkes arkadaşımız. Yine kolektif bir durum var ortada.

JMB: ‘Bir Elmanın Yarısı’nın klibi yok mu bu kadar hikayesi olan,sevilen ve sizin sayenizde popülerleşen bir şarkıya klip neden yapılmadı?

Richard Laniepce: Aslında yapabilirdik.

Aslı Doğan: Biz o şarkıyı bir şaka olarak koymuştuk zaten o albümde hiçbirşeyin klibi yok.

JMB: Ama ‘Bir Elmanın Yarısı’ bir klibi hakediyor ya da sahne görüntülerinden bir şey yapılmalı…

Aslı Doğan: Aslında sahne görüntüleri vardı bu telif meselesi yüzünden kaldırdık. Şarkı sadece albümde var.

JMB: Siz düğün konsepti seviyorsunuz.’Balkan Wedding’ konser serileriniz var..

Aslı Doğan: Biz düğün repertuarından besleniyoruz ve fikir olarak da seviyoruz.

JMB: ‘Balkan Wedding’ konser konsepti tanıtımınız da çok tatlı olmuş bıyık buran dayılar gerdan kıran eltiler bu tanıtım yazısını kim yazdı:)

Aslı Doğan: Ben yazdım. Biz 15 yıldır göbek atan insanlarız. Çok eğlenceli. Benim için yaptığımız işin en eğlenceli kısmı o. Göbek atmak biraz daha formsuz bir şey ya. Göbek atmakta hiç bir kural yok herkes tamamen özgür. Düğün fikri de bizim repertuarın kendisinden kaynaklı bir şey. Konserler de düğüne benziyor gelin yok damat yok ama onun dışında düğün gibi. O yüzden böyle bir şey yapmak istedik.

JMB: Seyirciyle enerjiniz karşılıklı.

Richard Laniepce: Çok keyifli biz her defasında farklı bir şekilde yaklaşmaya çalışıyoruz hep aynı şeyi kullanmak sıkıcı bunu sadece iş olarak görmüyoruz keyif almaya çalışıyoruz. Piyasada çok çalıştım hepsi yalandan eğleniyolar. Her akşam çalınca tabiki her akşam eğlenmiyorsun. Biz her akşam çalmaya mecbur değiliz. Kolektif İstanbul 15 senedir var ve hala eğleniyoruz sahnede.

Aslı Doğan: Seyirciyle gerçek bir ilişki kurmaya çalışıyoruz. Seyirciyle enerji tutmayınca da bazı konserler bayağı kötü geçiyor onlardan çok etkileniyoruz. Seyircinin performansı sahnenin performansını etkiliyor. Müziğimizle dansedip eğlenen seyirci en güzel seyirci.

JMB: Siz kimleri dinliyorsunuz?

Aslı Doğan: Bizim grup 6 kişi ve herkes birbirinden çok farklı. Herkesin playlistleri de çok farklıdır. Grubun beslendiği ortak müziklerimiz en temel fetiş grubumuz ‘Farmers Market’ onlar Norveçli.

Richard Laniepce: Grubun yarısı Norveçli diğer yarısı Bulgar.

Aslı Doğan: Turnelerde yollarda hepimizin aynı keyifle dinlediği takip ettiği tek grup. En büyük ortak paydamız.

Richard Laniepce: Bir de ‘Ivo Papasov’ var. Zaten böyle bir müzik için hafif bir eğiliminiz varsa biraz da enstrümanlarla ilgileniyorsanız Papasov inanılmaz bir insan. Müzik konusunda büyük bir devrimci. Fakat ‘Farmers Market’e ben biraz daha yakın hissediyorum. Çünkü onlar bizim gibi füzyon yapıyorlar. Hem ciddiye alıp hem de eğleniyorlar.

Aslı Doğan: Papasov’un beraber çaldığı akordeonisti ve davulcusuyla geçen sene 6 Mayıs’ta İş Sanat’ta çalma fırsatı oldu. Çok başka bir dünya çok başka bir müzik algısı ve seviyesi. Çok özel bir ekip hem Papasov hem de ekibindeki herkes.

JMB:İlk defa sizin konserinize geleceklere ne demek istersiniz?

Aslı Doğan: Herhangi bir Kolektif İstanbul konserine gelip müziğin bir parçası olmak istiyorsanız öncesinde hiçbirşey bilmeniz gerekmiyor. Hiç bir şarkıyı sözü bilmeniz gerekmiyor. Keyfinizi akışa bırakmanız yetiyor.

JMB: justmusicbox için bir şey demek ister misiniz?

Aslı Doğan: Eskisi kadar müzik ve kültür yazısı çok yok o yüzden bu yolda bir şekilde elini taşın altına koyan herkesi biz tebrik ediyoruz teşekkür ediyoruz.elimizden gelen desteği her zaman veriyoruz. O yüzden üretmek dinlemek için çok fazla nedenimiz var.